Grip, influenza veya enflüanza, viral bir hastalıktır. Sağlıklı insanlarda ortalama bir haftada geçmesine rağmen; vücut direncini düşüren kronik hastalığı olan kişilerde (şeker, kalp-akciğer hastalıkları, AIDS vb.) ve yaşlılarda pnömoni (zatürre), meningoensefalit (beyin iltihabı), [miyokardit] (kalp kası iltihabı) gibi ölümle sonuçlanabilecek hastalıklara yol açabilir. Bu tür risk grubundaki kişilere "yüksek risk grubundaki kişiler" denir.GÖĞÜS Hastalıkları Uzmanı Dr. Murat Apaydın, her yıl dünyada 600 milyon kişiyi etkileyen gribin, özellikle geçiş mevsimlerinde artış gösterdiğini belirterek, ''İlaçla 7 gün, ilaçsız 1 hafta denilerek kontrol altına alınmayan grip enfeksiyonu, zatürre ve menenjit gibi ciddi hastalıklara da zemin hazırlayabiliyor. Gribe bağlı olarak ortaya çıkan bu hastalıklar nedeniyle her yıl yaklaşık 500 bin kişi hayatını kaybediyor'' dedi.
Uz. Dr. Murat Apaydın, insandan insana çok kolay bulaşan gribin, bazen masum bir tokalaşma, yakın konuşma, öpüşme ve kalabalık ortamda bulunma, hapşırırken ya da öksürürken ağız ya da burnu kapatmama, elleri yeteri kadar yıkamama, hasta olan kişilerle aynı ortamda bulunma, özellikle soğuk havalarda kapalı ortamlarda uzun süreli vakit geçirme gibi nedenlerle bulaştığını bildirdi. Apaydın, ''Özellikle tokalaşma sonrası kişinin ellerini ağzına ve burnuna götürmesi grip mikrobunun yayılmasına neden olmaktadır. Hastalığın bulaşmaması için ellerin sık sık ovuşturularak sabun ve su ile yıkanması bu riski ortadan kaldıracaktır. Aynı mendili defalarca kullanmayın Yakın temasla bulaşan grip, öksürük ya da aksırık gibi vücut sıvılarının havaya yayıldığı, damlacıkların enfeksiyonlara yol açtığı durumlarda da insandan insana rahatlıkla geçer. Kış aylarında havanın bağıl nem oranın artmasıyla havadaki damlacıklar, virüs ve mikropları canlılığını koruyarak bir yerden bir yere taşır. Buna bir de hava kirliliğinin yol açtığı nemli partiküllerin taşıma kapasitesi de eklendiğinde kış aylarında viral ve bakteriyel solunum yolu enfeksiyonları artar. Bu nedenle hapşırırken ya da öksürürken mutlaka ağız ve burnun bir mendil ile kapatılması bulaşma riskini azaltır. Ayrıca aynı mendil uzun süre kullanılmamalı, sık sık değiştirilmelidir'' ifadelerini kullandı.
Dr. Murat Apaydın, grip nedeniyle bazı risk gruplarındaki erişkinlerde, 65 yaş üzerindeki kişilerde ve çocuklarda; zatürre, bronşit, burun iltihapları ve kulak enfeksiyonları görülebildiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
''Özellikle risk grubundaki altındaki kişilerin, gribin en çok salgın haline geldiği kasım ve mart ayı arasında gerekli önlemleri almaları çok önemlidir. Grip erken dönemde kontrol altına alınmadığında larenjit, sinüzit, orta kulak iltihabı, farenjitin yanı sıra; zatürre, menenjit, beyin ve kas iltihabı gibi yaşamı tehdit edebilen önemli sağlık sorunlarına neden olmaktadır. Bu nedenle grip için erken dönemde önlem alınması büyük önem taşır. Çevrenin tavsiyesi ile rastgele grip ilaçlarına başlamak ve vitaminlere sarılmak yerine, doktora başvurularak gerekli tedaviye vakit kaybedilmeden başlanması gerekir. Grip aşısı, influenza virüsünün henüz topumda yaygın bir grip salgınına neden olmadığı dönemden hemen önce yaptırılmalıdır. Grip aşısı yaptırmak, aşının içinde bulunan antijenik yapılara karşı bağışıklık sisteminin alarm seviyesini arttırarak kişinin gribe karşı güçlenmesini sağlayacaktır. Böylece gribin neden olabileceği ağır seyirli ve çoğu zaman öldürücü olabilen zatürre ve menenjit gibi hastalıklardan kişiyi korunabilir. Bu tür önemli hastalıklara açık olan bağışıklık sistemi tam olarak gelişmemiş 6 yaş altı çocuklar ve 65 yaş üstü erişkinlerin, hiçbir kronik hastalıkları bulunmasa da grip aşısı yaptırmaları önerilmektedir. Grip nedeniyle ortaya çıkan hastalıklardan korunmak için özellikle astım, KOAH, diyabet ve kalp hastaları olası bir grip durumunda hastalıklarının kötü seyrine karşı önlem almak için grip aşısı olmalıdır.''
Gripten korunmak için alınması gereken önlemleri de sıralayan Dr. Apaydın, ''El temizliği çok önemlidir. Eller sık sık yıkanmalıdır. Bol su ve sabun ile iki dakikalık yıkama, grip mikrobunun bulaşma riskini önemli oranda azaltmaktadır. Evde yaşayan tüm bireylerin de el temizliğine özen göstermeleri sağlanmalıdır. Bu nedenle erişkinlerin çocuklara el yıkama alışkanlığı kazandırmak için ebeveynlerin onlara örnek olmaları ve ellerini yıkarken yanında bulunarak hijyen kurallarını anlatmaları yararlı olacaktır. Eller bir süre yıkanamadıysa; yüze, gözlere ve ağzı dokunmamaya çalışılmalıdır. Elle dokunulan mutfak tezgahı, lavabo gibi yüzeyler hijyenik ürünler ile temizlenmelidir. Çünkü bu yüzeyler virüsleri barındırabilir. Tuvaletler de çamaşır suyu içeren temizlik ürünleri ile temizlenmelidir. Grip geçiren kişiler ve kullandıkları eşyalarla temastan kaçınmak çok önemlidir. Bu sadece gebelerin değil genel olarak herkesin uyması gereken bir kuraldır'' dedi.